The Times, The Observer, The Guardian gibi köklü, saygın gazetelerin ve Avrupa'da yayımlanan birçok popüler derginin sanat yönetmenliğini üstlenen Neville Brody 23 Nisan 1957de Londrada
dünyaya geldi. Çalışmalarına Punkın asi tavrını ve çarpıcı renk bütünlüğünü yansıtan Brody, kendinden önce alışılmış tüm kuralların dışına çıkmayı başarmış bir tasarımcı olma ünvanına sahip.
Sanat yönetmeni, font tasarımcısı ve grafik tasarımcı olarak dünya çapında ünlenen Brody; Depeche Mode, Cabaret Voltair gibi ünlü grupların da albüm kapaklarını tasarlamış. Dünyayı sarsan akımları çalışmalarında hissettirerek modern grafik tasarımın bir başka boyuta taşınabileceğini kanıtlamış.
Brody görsel dilin tüm zenginliklerinden faydalanarak olağanüstü renk ve tipografik denemelerle yeni çalışmalara imza atmaya devam ediyor
Grafik sanatlar, başlangıcından günümüze kadar siyasal, kültürel, ekonomik ve teknolojik gelişmelerden en çok etkilenmiş sanat dallarından biridir. Tüm sanat dalları gibi grafik tasarım da içinde bulunduğu dönemin, kültürün ve sanatçılarının izlerini taşır. Geçmişe dönüp baktığımızda sanat tarihindeki kırılma dönemlerinde bu izleri net bir şekilde görürüz. 1960'lı yıllarda grafik sanatları etkileyen en önemli gelişme, kuşkusuz bilgisayar teknolojisiydi. Ancak, birçok tekniğin birarada kullanıldığı, farklı estetik bakış açılarıyla geliştirilen grafiğin o dönemde Pop arttan etkilenmemesi de mümkün değildi elbette.
1970lı yıllarda ise afiş sanatında siyasi konular ağırlık kazandı. Bu yıllar daha önceki dönemlerden farklı olarak kural tanımayan ve sonsuz anlatım özgürlüğünü savunan akımlara sahne oldu. Punk bunlardan biriydi. Punk müziğin Londrada büyük bir kültürel etkiye sahip olduğu yıllarda, grafik tasarım da bu akımdan kaçınılmaz bir şekilde etkilendi. Punkın asi ve kuralları yıkan tarzı, Brodynin çalışmalarına da ilham kaynağı oldu. Manipüle edilmiş kraliçe tasarımından dolayı 1977 yılında fakülteden atıldığında, gelecekte benimseyeceği tarza yaklaşmıştı Brody. Fakat yaşadığı olumsuzlukları avantaja dönüştürerek okulda gerçekleştirilen konserlere afişler yaptı. Birçok albüme kapak tasarımları yapan Brody, Cabaret Voltaire ve Depech Modeun albüm kapaklarıyla sanatsal tavrını geniş kitlelere duyurdu. Peki bu tavrını nereye dayandırıyordu? Tabi ki Dada, Popart ve Punka.
Gazete kupürleri, renkli kağıt parçaları, ya da fotoğraf parçalarının yapıştırılıp düzenlenmesinden oluşan kolaj ve fotomontaj teknikleri Dadacıların ve Gerçeküstücülerin yaygın biçimde kullandığı tekniklerdi. Dadanın ve Güncel Sanatın rastlantısal birlikteliği Brodynin çalışmalarının kimliksel niteliğini oluşturuyordu. Çevresinde genç sanatçıları da toplayarak üretim sürecini hızlandıracak deneysel web tasarımlarına ve afişlere odaklandı. Multimedya alanında da başarılı işlere imza atan Brody, aynı dönemde Londra, San Francisco ve Berlinde konferanslara katıldı. Bu çabası, modern ve sıradışı tasarımlarını uluslararası mecraya iletmek amacını taşıyordu. 1988 yılında grafik tasarım konulu iki kitabı yayımlandı. Kitap yaklaşık 120 bin adet satıldı. 1994 yılında Fwa Richards ile birlikte Londrada Research Studiosu kurdu. Ardından Paris, Berlin, New Yorkta yeni stüdyolara imza attı.